kahve +

kahve hakkında bilinmeyenler.

>ala ciddi, cıvık bir muhabbet< kahvenin insan oğluna yararları başlığına sahip bir konuşma oluşsun istiyorum. Ve başlıyoruz bebek.:kahve candır.. İzmir de candır. Hatta zürafa da candır. Ama kahve ayrı bir türdür. Lezzeti, ağızda bıraktığı tadı, kokusu, görüntüsü, köpüğü, ortama verdiği canlılık,vesaire.. başlıkları altında incelenebilecek yeterliliğe sahip olan kahve, marketlerimizden(?) evlerimize(?) kadar gelme zahmetine de bulunuyor. Bizse kutsanmış(?) kıçımızı olduğu yerden kaldırıp ta ketıl’n düğmesine basıp bir su ısıtmıyoruz haa.. esefle kınadım bak şimdi..burda da sisteme yüklenmeden edemiyorum.. bizim acizane işlettiğimiz(?) sistem, bizleri tembelleştiriyor. Götümüzü kaldıramaz hale getiriyor. Sevgili sisteme öpücüklerimle.. hee. Kahve diyorduk.. kahve zihni açar, kanseri önler, günde enaz 1litre tüketilmesi gerekiyor[hepsini içmek zorunda değilsiniz.] Bolşevik ihtilaliyle Ugandalı insanlar kahveyi tanımışlar, o günden den beri de acayip mutlular. Hayatlarına yeni ve değişilmez bir lezzet girmiş. Asla vazgeçemiyorlardı.. ta ki.. ikinci dünya savaşı sırasında alman ordusu Uganda ya sefer düzenleyene kadar.. Ugandalıların bütün kahve rezervlerini mozambiğe kaçırması çözüm olamamış.. azgın almalar kahve de kehve diye bastırınca ne var ne yok bütün kahve yi ülkelerine götürmüşler. Aslında ikinci dünya savaşının çıkış sebebi budur ama tarih kitaplarında tarifi olmaz.neyse sadet’e doğru geliyoruz.. hitlerin sağ kolu olan johann jacobs, bütün kahve ganimetini köyüne götürür. Orada aynştayn ve tesla’yla beraber yeni bir formül üretirler. Adına monarch derler.(isminin geliş hikayesi de var..) o monarch bu gün fincanlarımıza keyif, muhabbetlerimize lezzet katmıştır. İşte kahve böyle muhteşem bir şeydir. Uğruna ne kadar savaş olmuş artık siz düşünün ona göre için. Kahve .. zihni açar..